Depresyon herhangi bir şekilde her 6 kişiden birini etkiler. Bu nedenle hemen hemen herkesin depresyon hakkında bilgisi vardır.
Yanlış: Kendini işe vermek depresyondan kurtarır.
Çok yoğun çalışarak, aklını dağıtarak daha iyi hissedeceğimiz inancı belki sadece çok hafif depresyon durumunda geçerli olabilir. Fakat belki de aşırı çalışmak, özellikle erkeklerde, klinik depresyonun bir belirtisi olabilir.
Yanlış: Tedavi gerektiren bir problem değildir.
Depresyon kendi başına üstesinden gelinebilen bir problem değildir. Hayatımızı birçok yönden olumsuz etkiler. Hatta fiziksel olarak da birçok rahatsızlığa yol açabilir. Ayrıca depresyonda beyin kimyasında değişimlerin olması da depresyonun tedavi gerektiren bir problem olduğunu kanıtlar. Depresyon bir güçsüzlük göstergesi değildir.
Doğru: Erkeklerin depresyonda olduğunu anlamak daha zordur
Depresyondaki bir erkeğin depresyonda olduğunu en yakını hatta doktoru bile fark edemeyebilir. Bunun nedeni erkeklerin kadınlara kıyasla duygularıyla ilgili daha az konuşmalarıdır. Hatta depresyondaki erkeklerin çoğu üzüntülerini ve çökkünlüklerini göstermek istemezler. Bunun yerine gergin, huzursuz ve öfkeli görünebilirler. Aşırı alkol tüketimi, hızlı araba kullanmak gibi zarar verici davranışlar sergileyebilirler.
Yanlış: Depresyon Zayıflıktır
Kültürümüzde güçlü olma, sıkıntıları belli etmeden ve kendi başına halletme gibi beklentiler vardır. Her ne kadar yardımsever davransak da, mutsuz, halsiz, bitkin kişileri tembel ya da negatif olarak etiketleyebiliriz. Halbuki depresyon sürekli güçlü olmaya çalışmanın bir faturası olabilir.
Doğru: Herkes Depresyona Yakalanabilir
İster ünlü bir oyuncu ister bankacı, ister utangaç ister girişken olsun herkes hayatının bir döneminde depresyon yaşayabilir. Tabi depresyona yakalanma bakımından farklı özelliklere göre farklı olasılıklar söz konusudur. Örneğin kadınların erkeklerden iki kat daha fazla depresyon yaşadığı görülmektedir. Ya da başlama yaşı sıklıkla 20’li yaşlardır ama her yaşta depresif epizot görülebilir.
Doğru: Depresyon Fark Ettirmeden Ortaya Çıkar
Birden bire ortaya çıkan bir problem olmadığı için fark etmek ve yardım istemek daha zordur. İç sıkıntısı yavaş yavaş umutsuzluğa, kötü bir gün mutsuzluğa doğru gider ve iş, okul, aile hayatında, sosyal hayatta aksaklıklar ortaya çıkar. Mutsuzluk, umutsuzluk, isteksizlik gibi belirtiler daha da ciddi boyutlara varabilir.
Yanlış: Depresyon Sadece İlaçla Tedavi Edilebilir
Depresyondan kurtulmak için yardım almak isteyebilir fakat ilaç kullanmakla ilgili sorunlarınız olabilir. Psikoterapi depresyonda etkinliği kanıtlanmış bir yöntem olarak tercih edilebilir. Psikoterapi ile birlikte problemlerinizin daha derinlemesine üstesinden gelebilir, yeni baş etme becerileri geliştirebilirsiniz.
Yanlış: Depresyondaki Kişiler Çok Fazla Ağlar
Bazı insanlar depresyondayken hiç ağlamazlar hatta üzgünmüş gibi bile davranmazlar. Yinede duygusal ‘boşlukta’ olabilir ve değersiz ya da işe yaramaz hissedebilirler. Depresyon tedavi edilmediğinde ağlamalar olmasa dahi hayattan hiç zevk alamama ve anlamsızlık hissi yoğun bir şekilde sürebilir.
Doğru: Genetik Kader Değildir
Eğer depresyon ailenizde görülüyorsa siz de depresyona daha yatkınsınızdır. Fakat bu sadece bir olasılık. Ailesinde depresyon olan kişiler depresyonun ilk semptomlarını daha kolay görebilirler ve daha hızlı önlem alabilirler.
Yanlış: Konuşmak Durumu Kötüleştirir
Bazı insanlar stresli durumlar hakkında konuşmak istemez ya da bunun sıkıntısını, depresif duygu durumunu daha da arttıracağını düşünür. Bunun yerine hem depresyondaki kişi hem de çevresindekiler hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı tercih ederler. Oysa ki, duyguları paylaşmanın ve bir profesyonelle uygun bir şekilde tartışmanın duygu durumunu olumlu yönde etkilediği görülmektedir.
Doğru: Pozitif Düşünmek Faydalı Olabilir
‘İyi düşün iyi olsun’ sözü aslında eski bir öğüttür. Bir açıdan uygun bir öğüttür de. Depresyondaki gerçekçi ve işlevsel olmayan düşünceler yerine daha pozitif alternatif düşünceler getirmek depresyonun azalmasında etkilidir. Kişiler depresif bakış açısını değiştirerek yeni bir bakış açısı edinebilirler. Bu, bir çok terapi yönteminin temelini oluşturur.