Çocuk Gelişiminin Anahtarı: “Özgüven”
Kişilik gelişiminin temeli olan “ Özgüven”; Özgüven kelimesi kavram olarak; kişinin kendi varlık ve özelliklerinden hoşnut olması anlamına gelmektedir. Özgüven duygusunun iki temel boyutu vardır. Bunlardan birincisi her canlının en temel ihtiyacı olan sevilebilir olma duygusu ve ikincisi de kendi potansiyelinden hoşnut olma duygusudur.
Hepimizin bildiği gibi özgüven duygusu kişinin tüm yaşam alanını etkileyen önemli bir duygudur. Bu duygunun temeli daha yaşamın ilk yıllarında atılmaya başlar. Çocuk için yaşamın ilk yıllarının, kişilik gelişimi açısından etkisi oldukça büyüktür. Çünkü; yaşama dair ilk duygu ve düşünceler bu yıllarda, çocuğun anne ve babasıyla kurduğu ilişki ile bağlantılı olarak şekillenmeye başlar.
0 ile 6 yaş arasında, çocuk; kendi yaşamını tek başına devam ettiremediği için anne ve babaya büyük ölçüde bağımlıdır. Anne ve babanın bu dönemde çocuğunun duygusal, fiziksel ve sosyal gereksinimlerini karşılaması, bunun yanında çocuk için gerekli olan kendine güven duygusunu aşılaması çok önemlidir. Bu dönemde ailenin çocuğunun özelliklerini tanıması ve kabullenmesi, çocuğunun özelliklerine uygun yaşantı ve yaklaşım biçimleri oluşturması, çocuğun hayata güvenli bir giriş yapmasını etkiyecektir. “Ailedeki bireylerin kişilik yapıları, çocuğa yaklaşımları ve aile içi ilişkiler; çocuğun davranışlarının şekillenmesinde önemli rol oynar.”
Yaşama atıldığı bu ilk yıllarda çocuğa her koşulda sevildiğini hissettirmek, ve aynı zamanda onun gerekli olan olgunlaşmayı sağlaması için özerkliğini desteklemek çocuğunuzu hayata hazırlar. Bu yaşlarda çocuğa gereğinden fazla korumacı davranmak ya da çocuğu kendi potansiyelinin çok üzerinde yaşantılarla baş başa bırakmak, yeterince destek vermemek, onun gelişimini ve kendine olan güven duygusunu olumsuz yönde etkileyecektir. Sevgiyle ve sabırla onun gelişimi için uygun olan davranışları adım adım öğretmek ise; onun hayata güvenli bir giriş yapmasını sağlayacaktır.
ÇOCUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ ARTTIRMAK İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?
· Çocuklar söylediklerinin anlaşıldığını hissetmek isterler.
· Çocuğunuzun ayrı ve farklı bireyler olduğuna inanmalısınız. Kardeşlerin hatta ikizlerin de farklı bireyler olduğunu göz önünde tutmak, onların bireysel farklılıklarına saygı göstermek gerekir.
· Çocuğunuza; varlığının, sizin için özel olduğunu, konuşarak ve davranışlarınızla hissettirmelisiniz.
· Onun yanlış davranışlarını değiştirmek istediğinizde, yerine yeni davranışlar öğretmeli, sabırlı ve tutarlı olmalısınız. Anne ve baba olarak çocuğunuza aynı konuda farklı tutumlarla yaklaşmamalısınız. Bu durum çocukların gerekli olan davranış ve değerleri öğrenmesini engeller.
· Onu ilgiyle ve etkin bir biçimde dinlemeli, onu anladığınızı ifade etmelisiniz.
· Çocuğunuza sık sık söz hakkı verin.
· Düşünce ve duygularını ve “ne düşünüyorsun, nasıl hissediyorsun” gibi sözlerle anlatması için onu cesaretlendirin.
· Çocuğunuzun fikirlerine değer verdiğinizi hissettirin.
· Çocuğunuzun olumlu davranışlarını görmezden gelmeyin. Pekiştirilen davranışlar kalıcı hale gelirler.
· Çocuğunuzla birebir iletişime özel olarak vakit ayırın. Kendisine ona ayırdığınız vaktin sadece ona ait olduğunu hissettirin.
· Yaşına uygun görevler verin ve çabasını takdir edin.
· Çocuğunuzun korku ve endişelerini size açabilmesi için gerekli olan rahatlığı sağlayın.
· Yeteneklerini fark ederek, kullanmasına izin verin.
· Birlikte sosyal aktivitelerde bulunun ve onun aktivitelerine değer verdiğinizi hissettirin.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
· Çocuğunuzun duyguları sizlerinkinden ne kadar farklı olursa olsun onun duygularını eleştirmeyin.
· Çocuğunuzun yapısına uygun olmayan beklentilerle yaklaşmanız, kendisini yetersiz ve başarısız hissetmesine neden olabilir.
· Aşırı eleştirel ve yargılayıcı tutumlardan kaçının.
· Başkalarının yanında onu küçük düşürmeyin.
· Başarısızlıklarını büyüterek, onu gereğinden fazla zorlamayın, bazı kazanımları sağlamak için uygun zaman gelecektir.
· Yaşından büyük ve olgun, olduğundan küçükmüş gibi davranmayın.
· Çocuklarımızı gereğinden fazla korumak, onu beceriksizleştirir. Bu durum onun hayatta sık sık tökezlemesine ve kendine güveninin sarsılmasına yol açar.
Son olarak onların hata yapmasına da izin vermenin doğal olduğu gibi anne ve baba olmanın hiç hata yapmamak anlamına gelmediğini hatırlamanızı, her çocuğun yaşamında zaman zaman kendine güven duymadığı anlar olabileceğini hatırlamanızı öneriyoruz. Önemli olan; onu anlamaya çalışmak ve ona ihtiyaç duyduğu konularda sabırla gerekli desteği vermeye çalışmaktır.
Uzm.Psk. Gürcan KURT
PSİKOLOJİ ÇEKMEKÖY DANIŞMANLIK MERKEZİ