Davranım Bozukluğu
Davranım Bozukluğu tanısı almış kişilerde etrafındakilerin temel haklarını kabullenmeme ve alanlarına girecek sözel, davranışsal saldırganlık gözlenir. Ayrıca bu kişiler toplumsal değer ve kurallara uymakta güçlük yaşarlar.
Davranım Bozukluğunu İşaret Eden Davranışlar
- Sık sık yalan söyleme
- Evden veya okuldan kaçma veya girişimi
- 13 yaşından önce sigara ve alkol kullanımı
- Başkalarının eşyalarını izinsiz alma
- Sıklıkla kavgaya karışma, kavga sırasında zarar verici araçlar kullanma
- Başkalarına ait eşyalara bilinçli bir şekilde zarar vermek
- Hayvanlara eziyet
- İnsanlara fiziksel eziyet
Çocuğunuzda yukarıdaki davranışlardan birkaçını gözlemliyorsanız bir uzmanın değerlendirmesine başvurmanız gerekir. Yukarıdaki davranışların bazıları yaşın karakteristik özelliği içinde normal sınırlarda kabul edilirken, bu sınırı geçen davranışlar için erken müdahale tedaviyi kolaylaştırır.
Davranım bozukluğunun çocuklukta ve ergenlikte başlayan 2 tipi tanımlanmaktadır.
1-Çocuklukta Başlayan Tip: 10 yaşından önce yukarıdaki belirtileri işaret eden davranışlarla başlar. 2. Tipe göre daha hassas olunması ve tedavi için hızlı hareket edilmesi gerekir.Kendi haline bırakıldığı durumlarda kalıcı davranım bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu gelişme ihtimali daha yüksektir.
2-Ergenlikte Başlayan Tip: Belirtiler 10 yaşından sonra görülmeye başlar. Arkadaşlık ilişkileri göreceli olarak daha iyidir.
Davranım Bozukluğu olan çocuk ve ergenler diğer insanların duygu, düşünce ve beklentilerini önemsemezler. Engellenmeye karşı toleransları düşüktür. Öfkelerini kontrol altında tutamazlar. Yaptıkları aykırı veya zarar verici davranışlardan sonra pişmanlık duymaz ve rahatsız olmazlar.
Yapılan çalışmalarda; Davranım Bozukluğu ile Zeka, Öğrenme Bozuklukları, Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite, Kaygı Bozuklukları, Duygulanım Bozuklukları ile ilişkili bulgular ortaya konmuştur. Ayrıca Davranım Bozukluğu olan kişilerde genellikle özgüven sorunları da yaşanmaktadır.
Tedavi Yöntemi
Tedavi planı içerisinde; Davranım Bozukluğunun kaynağının tespit edilmesi ve soruna yönelik müdahale yer almalıdır. Bu bağlamda bireysel psikoterapi, aile danışmanlığı, aile terapisi kullanılan yöntemler arasındadır. Bazı durumlarda farmakolojik (ilaç tedavisi) yaklaşımlarla sürecin desteklenmesi gerekebilir.